Çerkes Dernekleri Federasyonu Başkanı Nusret Baş, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’e resmi bir yazı yazarak, Rusya Federasyonu Anayasası’nda yapılan değişiklik girişimlerinden duydukları rahatsızlığı dile getirdi.
Nusret Baş yazısında Türkiye topraklarında yaşayan Çerkeslerin 1864 yılında Kuzey Kafkasya’dan sürüldüklerini ama o günden bugüne kimlikleri ve dillerini korumayı başardıklarını, bu arada anavatana olan ilgilerini ise hiçbir zaman kaybetmediklerini belirtti. Rusya Anayasası ve federal mevzuata göre Çerkeslerin de dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan Ruslar gibi resmi olarak Rusya vatandaşları sayıldıklarını hatırlatan Nusret Baş, bu bağlamda kendilerinin de Rusya’nın güvenlik, insani sorunları, kültür, dil, ekonomik ilişkilerin korunması ve iyileştirilmesi gibi konularıyla ilgilenmeye hakları bulunduğunu savundu. Nusret Baş bu ifadelerinin ardından, “Ancak RF yürütmesi bu vatandaşlık olgusunu sürekli olarak görmezlikten geldi” diyerek, dünya Çerkes diasporası liderlerinin sayısız müracaatına rağmen yüzlerce soydaşın öldüğü Suriye iç savaşının içinde kalan Çerkes diasporası mensuplarının anavatanlarına dönmek için yaptığı müracaatların neredeyse hiç dikkate alınmamasını buna örnek olarak gösterdi.
Türkiye Büyükelçisi Aleksey Erkhov’un geçtiğimiz aylarda sarf ettiği yanlış ifadelere de değinen Nusret Baş, Erkhov’un Türkiye’de yaşayan Çerkesleri aşağıladığını, Çerkes halkının trajedisi ile alay ettiğini söyledi. Rusya vatandaşlarına karşı üst düzey bir Rus diplomatın bu tür saldırgan ifadelerinin kabul edilemezliğine dikkat çeken Nusret Baş, yaptıkları itirazların ise hep cevapsız kaldığını belirtti.
Bunlardan başka anavatanlarına dönen Çerkeslerin yasa dışı şekilde sınır dışı edilmeleriyle ilgili birçok yaşanmış örnek olduğunu, bu olumsuzluklara geçtiğimiz yıllarda çıkartılan 317-FЗ no’lu Federal Eğitim Yasası’nda yapılan değişikliklerle devam edildiğini söyleyen Baş, bu değişiklikten sonra, cumhuriyetlerde anadilleri öğretmenin neredeyse imkansız hale geldiğini belirterek, ”Bize gelen bilgilere göre, birçok ebeveyn ve öğrenci anadil olarak Rusça’yı seçmeleri konusunda baskı görmekteler” dedi.
En son ve en önemlisinin ise Rusya Federasyonu Anayasası’nın 68. Maddesine yapılan ilave ile “Rusyanın dili, devlet kurucu halkın dili olan Rusçadır…” ifadesi olduğunu söyleyen Nusret Baş, bu düzenleme ile Rus etnisitesi “devlet kurucu ulus” olarak nitelendirilirken, diğer halkların dışlanarak 2. sınıf statüye düşürüldüğünü belirtti. Bu değişikliğin benimsenmesi halinde ulusal kültürel programların kısıtlanması sürecinin yoğunluk kazanacağı ve bunların sonunda da Rusya Federasyonu’nun bir parçası olan cumhuriyetlerin tasfiye edilmesine dair endişelerinde haklı çıkmaktan korktuklarını söyledi.
Nusret Baş her şeye rağmen kendilerinin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Rusya ile Türkiye arasında karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler kurmak için nüfuz ve fırsatlarını kullanmaya çalışacaklarını da yazısının sonuna ilave etti.