Kabardey pşısı İdar Temruk’un Ruslarla siyasi ilişki kurarak kızını Çar İvan Grozni ile evlendirmesi Çerkeslerin; Rus tarihi, edebiyatı ve aristokrasisinde önemli rol oynadığı bir süreci başlattı. 16. yüzyıl anonim Rus edebiyatına ait “Кострюк-Мoстрюк” (Kastryuk-Mastryuk) adlı manzum hikâye bu evliliği konu almaktadır. Bununla birlikte hikâyenin asıl kahramanı, Temruk’un kızı Goşeney (Marya) ile birlikte Moskova’ya gelen iki erkek kardeşten biri olan Mamstruk’tur (Mamsuruko). Bu genç prensin adı Rusça telaffuzla Kastryuk-Mastryuk şeklini almıştır.
Birkaç varyantı olan bu eser hakkında Türkiye’de kaleme alınmış bir tanıtım yazısı veya bilimsel çalışmaya rastlamadım. Yıllar önce Kazakistan’da Rusça bir kitabı kurcalarken Çerkesler hakkında bir bölüm içerdiğini fark etmiş ve bu bölümü Kazak meslektaşlarımdan birine tercüme ettirmiştim. Fakat edebi tercümenin, hele şiir tercümesinin ne kadar zor ve emek isteyen bir uğraş olduğunu bilen bilir. Meslektaşımın yaptığı bu tercümede içime sinmeyen, bağlamın tam oturmadığı yerler vardı. Yakın zamana kadar elimde olan bu çevirileri maalesef kaybettim. Hikâye ana metninin hiç değilse özetini oluşturabileceğini umduğum aşağıdaki alıntıları; Google çevirisini ve kaybettiğim çeviriden zihnimde kalanları harmanlayıp düzenleyerek oluşturdum. Maksadım zaten, tam ve estetik bir çevirisini vermekten ziyade -Rusçam bu iş için yeterli değil- kalem erbabını böyle bir eserin varlığından haberdar etmektir.
https://www.booksite.ru/fulltext/naristor/text.pdf
(1. varyant-Metnin yer aldığı Rusça kitaba bu linkten ulaşılabilir. 79-96. sayfalar)
http://publicadomain.ru/russkie-narodnye-istoricheskie-pesni/ob-ivane-vasilieviche-groznom/kostryuk-mostryuk.
(2. varyant-Çeviride bu linkte yer alan Rusça metin kullanılmıştır.)
Kastryuk hakkındaki hikâye, Çariçe Anastasya Romanovna’nın ölümü üzerine IV. İvan’ın Çerkes prensesi Goşeney ile evlenmeye karar vermesi ve genç kızın kalabalık bir maiyetle Moskova’ya gelişinin anlatımıyla başlar. Gelin alayının yolculuk esnasında geçtiği yerlerden; Smolensk bataklığından, Brynski ormanlarından, yeşil tarlalardan ve masmavi denizden bahsedilir. Çar, müstakbel eşi için muazzam hediyeler hazırlamıştır: Sayısız hediye sandığı, tartıya gelmez altın ve gümüşün yanında kocaman inciler… Kafileye yüzlerce atlı, Kazak, okçu, prens ve boyar (soylu) eşlik etmektedir.
(…)
Hükümdarımız tenezzül etti,
Çar İvan Vasilyeviç
Ve evlenmeye karar verdi.
Evet, nişanlandı fakat
Buradan, kutsal Rusya’dan değil,
Taştan Moskova’dan da değil,
Veya Litvanya toprağından.
Evet, Çerkesya’dan
Bir Çerkes kızıyla,
Marya Temrukovna’yla.
Evet, çok çeyiz aldı
Ve üç yüz de mızraklı süvari
(…)
Kafile Moskova’ya ulaştığında âdet olduğu üzere düğün eğlencesi ve ziyafeti başlar. Herkes yiyip içip eğlenirken gelinin kardeşi Kastryuk’un yiyip içmeden somurtarak oturduğu fark edilir.
(…)
Kutlamak için ziyafeti başlattı,
Evet, herkesi yerine oturttu
Ve ziyafette herkes sarhoş oldu.
Evet, herkes sarhoş ve neşeli,
Biri var ki ziyafette yemiyor, içmiyor.
Çar dedi ki:
Sen kayınbiraderim,
Kastryuk Temrukoviç,
Genç Çerkes!
Neden ekmek ve tuz yemiyor,
Yeşil şaraptan içmiyor,
Bizim gibi eğlenmiyorsun?
(…)
Kastryuk, soruyu cevaplamak yerine ilginç bir çıkış yapar ve güreşte (teke tek mücadelede) kendisini yenebilecek biri olup olmadığını sorar. Genç prens, kibirli bir tavır ve ses tonuyla kendisine rakip olacak birini göremediğini de ekler. Zira daha önce yedi şehirden geçmiş ve yetmiş savaşçıyı alt etmiştir.
(…)
Konuk Kastryuk Temrukoviç,
Genç Çerkes,
Savaşçıların komutanına sorar:
Cesur güreşçiler,
En iyi arkadaşlar!
Yiğit bir rakip istiyorum.
(…)
Kastryuk’un beklenmedik çıkışı üzerine çarın önemli adamlarından Nikita Romanoviç, altın bir trompeti üfleyerek dikkatleri çeker ve tüm Moskova’ya bu meydan okumayı duyurur. Bunun üzerine Moskova banliyölerinden, Aleksandrova Sloboda’dan, Kaşin şehrinden, Novgorod ve Vologda’dan pek çok kimse gelir. Gelenlerin hepsinin aklında bir soru vardır; çarın kayınbiraderi ile girişecekleri böyle bir mücadelenin şartları ne olacak? Örneğin ölümüne, köpükler içinde ve kuralsızca boğuşabilecekler miydi, yenmeleri halinde tüm giysilerini çıkarıp Kastryuk’u rezil etmelerine izin verilecek miydi? İvan Vasilyeviç, mücadelede hiçbir sınırın olmayacağını bildirir. Ne yazık ki gelenler; çelimsiz, sefil ve aptal görünümlü kimselerdir. O kadar ki hükümdar, mücadeleyi bir Rusun kazanabileceğine olan inancını tamamen kaybeder. Örneğin adaylardan biri olan Potanyuşka; topal, açlıktan karnı sırtına yapışmış biridir. Potanyuşka’nın kardeşi Vasya Malini de gelenler arasındadır ve o da durmadan baş ağrısından ve kalbinin tısladığından şikâyet etmektedir. Nikita Romanoviç, Potanyuşka’ya olan güvensizliğini belli eden bir ses tonuyla sertçe sorar: “Kastryuk’un hakkından gelebilir misin?” Potanyuşka, kendisini biraz doyururlarsa mücadeleyi kazanacağını garanti eder. Bunun için gereken de sadece bir buçuk kova şarap ve bir kap tatlı baldır.
Nihayet iki rakip karşı karşıya gelir ve Kastryuk, uzun ve zorlu bir boğuşmanın sonunda hiç beklemediği utanç verici bir mağlubiyetle karşılaşır. Üzerindeki tüm giysiler ve çizmeleri yırtılmış, kendisi de giysilerinin çıkarıldığını bile fark edemeyecek şekilde kendinden geçmiş, boylu boyunca yere serilmiştir.
https://www.booksite.ru/localtxt/sko/mor/ohy/25.htm
Linkte yer alan bu yazıda Kastryuk hikâyesinin altmetinlerine ve anlatıyla ilgili siyasi ve sosyal şu tespitlere dikkat çekilmektedir:
Tarihi olaylar, çoğu zaman bu olayların taraflarınca zıt bakış açılarıyla ele alınıp yorumlanır. Bu bakımdan Kastryuk’la ilgili olarak anlatılanların, gerçeği ne kadar yansıttığını tespit etmek mümkün değildir.
Metinde Kastryuk, alaycı bir şekilde tasvir edilerek aşağılanmak istenmiştir. Örneğin onun, Rusun barbar düşmanları gibi, yemeğini hayvanca yediği, içkisini bir at gibi içtiği ve çarın sofrasında saygı kurallarını hiçe sayarak herkesten yukarıda oturduğu vurgulanır. Ayrıca prensin beceriksizliği, oturdukları sırayı devirerek misafirlerin yaralanmasına neden olduğu da eklenir. Bunun yanında kapıyı korkulukla kırmış, on iki Tatarı öldürmüş ve on iki kişiyi daha yaralamıştır. Rus siyasi aklı, aslında bu anlatı üzerinden Kiev’i tehdit eden Tatarlara karşı bir nevi cevap vermiştir. Kastryuk’un yenilgisi, aslında tüm Rus düşmanlarının da yenilgisidir. Bir rivayete göre Kastryuk, kibirli bir düşman gibi davranmış ve Moskova’yı ele geçirmekle tehdit etmiştir. Hatta daha sonra Kırım Hanı’nın Moskova’ya düzenlediği bir sefere katılmış ve bu yüzden 1571’de Moskova’da idam edilmiştir.
Kastryuk’un rakibi olmaya cesaret edenin bir soylu değil de avamdan biri olması üzerinden ise düşman karşısında boyarların (soylu) korkaklık gösterdiği, sıradan Rus insanının ise büyük bir cesaretle karşı koyduğu mesajı vermek istenmiştir.
Bunlara şahsi fikrim olarak da şunu ekledim:
Kastryuk’un meydan okuyuşunun nedeni, kız kardeşinin çarla evlenmek zorunda bırakılmasına duyduğu öfke olabilir. Zira bazı varyantlarda “Çar, Marya’yı babasının milletine uyguladığı zorbalığa benzer bir zorbalıkla aldı” ifadesi geçmektedir. Prens bu durumu, ailesi ve milletinin aşağılanması olarak görmüş, rakibini yenmek suretiyle kız kardeşinin ve milletinin onurunu kurtarmak istemiş olabilir.
Goşeney’in erkek kardeşleri ve bunların çocukları, Rus aristokrasisinde Черкасски (Çerkasski) adı ile anılmaya başlamıştır.
Çar İvan’ı anlatan Çar (Tsar) filmi https://www.youtube.com/watch?v=jnqOa7sy3tE
Çariçe Marya’yı konu alan “Groznıy” dizisinin fragmanı ve tamamı aşağıdaki linklerden izlenebilir. Rusça dizi filmin 5. bölümünden itibaren Marya Temrukovna konu edilmektedir. https://luun.ru/groznyy-tsar-vseya-rusi-naslednik/ https://www.youtube.com/shorts/ek788k01KFA