Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Çerkes Kadını

Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneğinden VAZBA Cihan Özkara, Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Çerkes Kadını başlıklı yazısını kaleme aldı.

Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Nart Akademi komisyonu bünyesinde gerçekleştirilen Meşe Altı Sohbetlerinin 7 Şubat 2021 gününde konusu "Toplumsal ve kurumsal çalışmalarımızda kadın katılımı ve toplumsal cinsiyet algısı" oldu. Toplantı üyelerinden VAZBA Cihan Özkara ise Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Çerkes Kadını başlıklı yazısını kaleme aldı. Yazıda şu ifadelere yer verildi;

"Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Nart Akademi Komisyonu bünyesinde gerçekleştirilen yeni dönemin ilk “Meşe Altı Toplantısı”, pandemi önlemleri çerçevesinde online olarak 7 Şubat 2021 Cumartesi günü gerçekleştirildi. Toplantının konusu ise toplumsal ve kurumsal çalışmalarımızda kadın katılımı ve toplumsal cinsiyet algısı oldu.

Katılımcıların cinsiyet dengesine önem gösterilmesi, yaş skalasının yakın olması, farklı bölgelerden katılımların gerçekleşmesi, toplum içerisinde farklı konumlardan katılımcıların bulunması konunun ele alınmasında geniş bir yelpazenin oluşmasına imkân sağladı. Bu geniş bakış açısı bizlere gösterdi ki sorunların tek bir kaynağı bulunmamakta. Sorunun temeline ilişkin bölgelere hatta kişilere göre değişen farklı bakış açıları değerlendirildiğinde tek bir çözümün de olmadığı; çözüm için yapılacak birçok şeyin varlığı hepimizin hem fikir olduğu noktalardan biriydi. Toplantıyı bu bağlamda değerlendirdiğimde çok verimli ve kıymetli buluyorum.

Çerkesler de kültürün yüklendiği anlamlar ve beklentiler, yaşandığı çağa göre diğer toplumlarla bazen aynı bazen de olumlu yönde farklı olmuştur. Farklı toplumlar namus ve töre cinayetleri sorununu günümüzde dahi yaşarken Çerkes toplumu bu sorunu neredeyse hiç yaşamamıştır. Nitekim toplantı sırasında bir arkadaşımız berdel, beşik kertmesi gibi uygulamaların toplumumuzda örneğinin bulunmadığını ifade etmişti. Akraba evlilikleri hakkındaki tutumuza ilişkin zaten bir şey söylemeye gerek duymuyorum. Çerkeslerde örneği olmayan bu uygulamalar günümüzde diğer toplumlar tarafından da yanlış olduğu anlaşılıp terkedilmeye başlanmıştır.

Şu ana kadar verdiğim örnekler hep olumlu yönde; peki bizde hiç mi yanlış ve olumsuz örnekler yok? Tabii ki her toplumda olduğu gibi bizde de var. Diğer toplumlar gibi Çerkesler de kendi kurallarını ve yaşam biçimleri oluşturmuştur. Günümüz şartlarında bu kurallardan bazılarının çok katı, zorlayıcı, yanlış ve eksik kısımlarının olabildiğini görüyoruz. Bunlara da birkaç örnek vermek gerekir ise ”pşı, werk, wuneut” gibi toplumsal sınıflar veya “vase” (başlık parası) gibi uygulamaları söyleyebiliriz. Ancak 2021 yılında bu ve buna benzer birçok uygulamanın artık ortadan kalktığını; sadece büyüklerimizin anlattığı hikayeler olarak aklımızda yer ettiğini görüyoruz.

Meşe Altı Toplantısında gençler olarak, son günlerde özellikle sosyal medyada gördüğümüz düzeysiz, üslupsuz tartışmalardan uzak diyaloglar ile konuşulması gereken her şeyi bizlere yakışan şekilde ele alabileceğimizi ve farklı fikirlerin bu şekilde dile getirilmesi halinde konuya yıkıcı değil yapıcı yaklaşabileceğimizi gördük. Bu tartışmalarımız içerisinde yapmaya, onarmaya ve üzerinde konuşmaya gayret ettiğimiz bu meselelerin bir kısmında bugüne kadar riayet ettiğimiz Xabze normları ve farklı uygulamaları da düzgün bir üslup ile karşılıklı olarak tartışılabildik. Xabze’nin mevcut ve güncel düzene dair devinim içerisinde olması gerektiğini anlatırken, tabiatıyla ait olduğumuz, alışık olduğumuz Çerkeslerin şahsiyetini, mevcudiyetini ve kimliğini koruyan bu geleneklerin asimilasyonun her türlüsüne karşı sistemli ve özenli şekilde korunması gerektiği düşüncesindeyim. Kadim zamanların mirası kabul ettiğimiz Xabze’yi ağır tartışma bölgelerinden çekerek, ortak aklı koruyan bir iletişimle konuşmalıyız. Kadının Çerkes toplumundaki yerinin -amiyane tabirle- sorgulamayan, hizmet eden, hiç konuşmayan, kişiliği, istekleri, fikirleri olmayan bir formda olduğunu ifade etmek bizler için kabul edilemez. Toplumumuzda kadının yerinin farklı noktalardan bakıldığında farklı konumlarda değerlendirilmesi, bizlere, her birimizin durduğu noktalardan ayrılma ve ortak bir paydada buluşma mecburiyetini gösteriyor. Toplumumuzun her alanında bizi temsil eden kadınları, şiddetin cinsiyet düzlemi gözetmeksizin her türlüsünün reddedildiği, yaşanmış olumsuz durumların müsebbibinin büsbütün dışlandığı, sülale ve köylerin ayıptan sorumlu tutulduğu, düzeni ve kuralları ihlal edenlerin bireysel değil toplumsal bir problem olarak değerlendirildiği, toplum hakikatlerimize uygun revizelerle her bir ferdimizi dejenerasyondan yine Xabze ile kurtarmak ve korumak gerektiği inancındayım.

Kadınlarımızın kurumsal çalışmalarımızda katılımlarının artması için önerilerde bulunulması ve bu önerilerin artık somut adımlar atılarak hayata geçirilmesi ile bu konunun bizler için çözüm gerektiren temel bir sorun olmaktan çıkacağını umuyorum.

Toplantıda çözüm önerileri olarak derneklerimizde, üniversite öğrenci topluluklarımızda (ÜNİKAF) ve benzeri yapılanmalarda kadın hakları, toplumsal ve kurumsal çalışmalarımızda kadın katılımı ve toplumsal cinsiyet algısı konularında seminerler verilebileceği dile getirildi. KAFFED’in şu anda kendi yönetim kurulu için uyguladığı kadın kotasının kendisine bağlı olan derneklerde uygulanması için tüzük çalışmasının yapılması gerektiği de vurgulandı.

Bireysel olarak sorumluluklarının bilincinde olan birçok genç görmek ileriye dönük umutlarımı arttırdı. Umarım atılan adımlar hepimize örnek teşkil eder."

Yorumlar
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun.
Önerilen Haberler