Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED), Türkiye’de yaşayan Çerkesleri temsilen bünyesindeki 53 dernek ile Çerkes dilinin, kültürünün ve kimliğinin yaşatılması için her alanda çalışmalar yaptığını bir kez daha yineleyerek resmi web sitesinden yazılı açıklamada bulundu. KAFFED sitesinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Hiçbir siyasi partinin, parti içi hesaplaşmalarına Çerkesleri alet etmesine izin vermeyeceğiz.
Cumhuriyetin kuruluşunun 97’nci yılına yaklaşırken bir kez daha hatırlatırız ki, Anadolu topraklarına sürgün geldiğimizde bu ülkenin dilini bilmiyorduk, ama bütün cephelerinde savaştık. Geçmişte uygulanan inkâr ve asimilasyon politikalarının yanı sıra bugüne kadar hayata geçirilemeyen kültürel çoğulculuğu destekleyen kamusal politikaların eksikliğinin de etkisi ile kendi dillerimizi unutmaya başladık.
Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED), Türkiye’de yaşayan Çerkesleri temsilen bünyesindeki 53 dernek ile Çerkes dilinin, kültürünün ve kimliğinin yaşatılması için her alanda çalışmalar yapmaktadır.
Hasan Seymen, 2011 yılında TBMM de sürdürülen Anayasa değişikliği çalışmalarına katılan sivil toplum kuruluşları tarafından, anayasanın demokratik sistem ile ilgili bölümünde ortaklaşa çalışmak üzere oluşturulan Denge Denetleme Ağı’na (DDA) ağın daveti üzerine KAFFED adına katılmıştır.
Son günlerde ibretle izlediğimiz, Ümit Özdağ’ın ve İYİ Parti’den istifa etmiş olan Balıkesir Milletvekili İsmail Ok’un dillerine doladıkları olay 2014 yılında o zamanın ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın resmi programı kapsamında yapılmış bir görüşmedir.
Toplantıya ilişkin açıklamalar detaylı şekilde DDA ve görüşmeye katılanlar tarafından yapılmıştır. Joe Biden o tarihte Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi zirvesi için İstanbul’a gelmiş ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşmüştür. Bunun dışında sadece Denge Denetleme Ağı ile değil başka kurum ve kuruluşlar ile de bir araya gelmiştir.
Bu olay üzerinden özellikle ülkenin sorunlarına çözüm getirmesi beklenen politikacıların, toplumun farklı kimliklere mensup kesimleri arasında ayrımcı ve ötekileştirici bir nefret dili geliştirmesini kınıyoruz.
Mesajımız tüm siyasi kamuoyunadır, demokratik bir toplumsal düzende haklara ve kimliklere saygılı bir şekilde barış ve huzur içerisinde birlikte yaşamayı güçlendirici söylem ve eylemler içerisinde bulunmaya çağırıyoruz.
Geçmişte kalmasını toplumun tüm sağduyulu kesimlerinin içtenlikle arzuladığı ret, inkâr ve asimilasyon politikalarını uygulama çabaları ülkeye ve topluma fayda değil zarar verecektir. Çerkes toplumu olarak bu ülkenin 83 milyon vatandaşıyla eşit haklara sahibiz, kimliğimizi ve anadilimizi korumak amacıyla dile getirdiğimiz taleplerimiz ve haklarımız da siyaset üstüdür.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hak ve taleplerimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz. "