"Çerkes" kelimesi 700 yıllık bir geçmişe uzanıyor

“Çerkes Adı 700 Yıllık Bir Geçmişe Sahiptir”-E.A. Mirzakanova

Çerkesler, yanlış bir biçimde kabile olarak adlandırılan, fakat ancak Britanya İngilizcesi ile Amerikan İngilizcesi arasındaki kadar küçük lehçe farkları olan, alt etnik gruplardan oluşur.

Yani, Kabardeyler, Şapsığlar, Natukaylar, Besleneyler, Bjeduğlar, Abzahlar, Yegerukaylar ve diğerleri Çerkes alt etnik gruplarıdır.

Çerkesçeyi Osmanlı'ya sürülmeden önce, Kafkasya'da yaşıyorken benimseyen Ubıhlar da, aynı şekilde Çerkeslerle yakın bir biçimde bağlıdırlar.

Çerkes halkını ekonomik, kültürel, manevi ve psikolojik olarak ayrıştıran; yönetsel ve terminolojik bölünmenin altında yatan sebepleri anlamak için 1800’lerin sonlarıyla 1900’lerin başlarındaki tarihi ve politik olayları bilmek gerekiyor.

“ADIĞE”, bütün Çerkeslerin kendilerini tanımladıkları bir isim, “endonim”dir. “ÇERKES” ise bir “egzonim”, yani Adığe halkına başkaları tarafından Orta Çağlarda verilen bir isimdir.

Dünyada böyle, bir endomi ( kendi kendisini tanımladığı ismi ) olan; ama dış dünyanın başka bir isim ile hatta bazen birden çok isimle tanıdığı, çağırdığı birçok halk vardır. Mesela endonimleri “Deutsche” olan Almanlar, kendilerine “Han” diyen Çinliler... Çeçenler ( Nokhchi ), Gürcüler ( Kartveli ), Osetler ( Iron, Digor ), Yunanlar ( Helen ), Japonlar ( Nihonjin ), İrlandalılar ( hEirannaigh) vs vs.

Adığe’nin exonimi “Çerkes”in, yedi yüz yıldan fazla bir süredir var olduğu ve kullanıldığı kesin bir şekilde ispatlanmıştır.

Adığeler, dünya tarihinde ve edebiyat dünyasında “Çerkes” ismiyle tanınmaktadırlar. Modern Avrupa’nın, Asya, Amerika ve Afrika’nın bilim insanları, politikacıları ve sanatçıları “Çerkes” adıyla bilinen bir halkı tanırlar, ama bu halkın, aynı zamanda “Adığe” halkı olduğunu aynı derecede bilmezler.

Bu ( yani “Çerkes” ismi ), atalarımızın bedelini pahalıya ödediği ünlü bir marka gibidir. Bu nedenle, başkalarının sahip olmak için büyük bedeller ödemeye hazır oldukları böyle bir isimden vazgeçmek, en hafif deyimiyle, aptallık olur.

Bugün, Çerkeslerle ( Adığelerle ) ve tarihleriyle hiçbir alakaları olmayan kişilere bu ismin uyarlanmaya çalışıldığına şahit oluyoruz. Halbuki bizlerin geçmişimizle bağımızı kuran ve varlığımızın tarihsel dayanağı olan kelimedir “Çerkes”.

Yani, tek olma adına “Çerkes“ isminden vazgeçip, kendimizi yalnızca “Adığe” olarak tanımlamak, bizlerin tarihimizle olan direk bağlarımızın kopmasına neden olacaktır.

Halkımızı birleştiren bir isim olan “Çerkes”ten vazgeçmek, ulusal giysilerimizden vazgeçmeye eşdeğerdir ve “Pan Kafkas” bir terim olduğunu kabul etmek anlamına gelecektir.

Rusya saldırmadan önce, Karadeniz ve Azak denizinden merkezi Kafkasya’daki Sunja nehri yataklarına kadar uzanan bölgede ( yer yer Hazar kıyılarına kadar uzanıyordu bu bölge ) 2-4 milyon Çerkes’in yaşadığı tahmin ediliyor; fakat 1763 ile 1864 yılları arasında yaşanan Rus-Çerkes savaşı, tarihsel vatanlarında yaşayan Çerkeslerin soykırımdan geçirilerek Osmanlı İmparatorluğuna sürülmeleri sonucu bu sayı XX. Yüzyılın başlarında savaş öncesi nüfusun % 5’ine kadar düştü.

Ama bu Rus İmparatorluğu döneminde dahi, Çerkesler terminolojik olarak birliklerini korumuş ve tek bir halk olarak kabul ediliyorlardı.

Bu durum, 1917 Ekim Devrimi sonrası Bolşeviklerin iktidara gelmesiyle değişti. Bölük pörçük kalan Çerkes topluluklarına özerklikler verildi, ama Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkesya’da olduğu gibi Türk kökenli halklarla tek bir birimde birleştirildiler.

Daha iyi anlamak için, birdenbire farklı Cumhuriyetlerde ve farklı isimler altında yaşamak zorunda bırakılan Çerkeslerin durumunu yakından incelemek gerekiyor.

Adığe Özerk Bölgesi'nde ( Adığey'de ) yaşayan Çerkesler, Batılı Çerkes alt etnik gruplarından savaşta hayatta kalmayı başarabilmiş ve sürgün edilmemiş olanlardır ( Makhoşlar, Janeler, Wıbıhlar, Natukhaylar ve başka bir kaç grup ya savaşta tamamen imha edildiler ya da son fertlerine varıncaya kadar topraklarından sürüldüler ). Adığey ve Krasnodar bölgesi ile Karadeniz kıyılarında birkaç köyde kalan bu Çerkeslere yeni bir isim verildi: “Adıgeyliler”.

Bu, Çerkes’in endonimi olan “Adığe”den türetilmiş yeni bir sözcüktü ve “Adıgeya”daki ( Adığey'deki ) “Adıgeyliler”, Shapsughlardan, Bjedughlardan ( Tahtamukoy bölgesi ile civarında yaşıyorlardı ), Şovgenski’de yaşayan Çemguylardan, Krasnogvardeyski’deki Adameylerden, yine aynı bölgede yaşayan Besleneylerden, Laba Kabardeyleri ile Yeregukhaylardan ( Koşhable’de yaşıyorlardı ) ve yine Şovgenski’de yaşayan Abzahlardan oluşuyordu.

Başlangıçta, Adıgeylilerin özerk bölgesine, “Çerkes ( Adıge ) Özerk Bölgesi” ismi verilmişti. Daha sonra, karşılıklı bir sürü yazışma neticesinde Bütün Rusya Merkez Yürütme Kurulu ( SSCB’nin en yüksek hükümet organı ), “Çerkes ( Adığe ) Özerk Bölgesi”nin isminin Karaçay-Çerkes'in “Çerkes Özerk Bölgesi” ile karıştırılmaması için, “Adığe Özerk Bölgesi” olarak değiştirilmesine karar verdi.

Ama çoğunluğu Kabardey ve Besleney olan Karaçay-Çerkes'li Çerkeslerle Krasnodar’ın Uspenski bölgesinde yaşayan Çerkeslerin “Çerkes” exonimini kullanmalarına Sovyetler tarafından izin verildi.

Kabardey-Balkar Çerkesleri ise yalnızca Kabardeylerden oluşuyordu ve bunlara ayrı bir halk statüsü verildi, yani “Kabardey Halkı” dendi.

Burada, “Kabardeyleri” ayrı bir halk statüsüne yükseltenlerin Karaçay-Çerkes'te ve Adığey’de yaşayan ve aynı dili konuşan Kabardeyleri suni bir şekilde yaratılmak istenen “Çerkes halkı” veya “Adığe halkı” diye adlandırmakta bir sakınca görmediklerine ve Çerkes halkını nasıl “bilimsel yöntemlerle“ bölme çabası içerisinde olduklarına dikkat çekmek istiyoruz.

Paradoksal olan ise, Kabardey-Balkar’da yaşayan “Kabardeyler” ile Karaçay-Çerkes “Çerkesleri”nin ana dillerini aynı ders kitaplarından öğreniyor olmaları. İki ayrı halkın ana dillerini aynı ders kitaplarından öğreniyor olmaları biraz garip değil mi?

İlginç olan başka bir gerçek de, bu “üç farklı halkın” kendileri için aynı endonimi kullanıyor olmaları, yani kendilerini “Adığe” diye adlandırmaları. Burası çok önemli, çünkü endonim, yani kendi kendini adlandırma, bir insan topluluğunun etnik kimliğini tespit etmede en önemli kriterdir. Fakat Sovyet bilimcileri, eğer Parti istemişse, böyle garip “bilimsel” formasyonlar yaratmakta bir sakınca görmediler. Öylesine bir garip bir yöntemdi ki bu, mesela Krasnodar Bölgesindeki Çerkesler, resmi kayıtlara bazen Çerkesler bazen da Şapsughlar veya Adığeler olarak geçtiler.

Sovyetlerin bir ulusu suni olarak bölmeye çalışıp çalışmadığını tartışmanın bir anlamı yok: sonuçta bir halk bölündü. Ve devlet yetkililerinin on yıllardır yaptıkları beyin yıkama çalışması sonucunda kimi Çerkesler, resmi Sovyet tarihçilerinin iddia ettikleri gibi, eskiden bir bütün olan Çerkes ulusundan birbirleri ile ilişkili ama farklı halkların ortaya çıktığı düşüncesine inanmaya başladılar.

Gerçekte ama, bugün Kafkasya’da, aynı endonimi kullanan, yani “ben Adığeyim” diyen ve iki yazılı diyalekti olan bir dili konuşan 800 000 nüfuslu bir Çerkes halkı var.

Çerkesler, Rusya Federasyonu’nun 6 ayrı biriminde yaşıyorlar: Krasnodar’da ( Lazarevski, Tuapse, Uspenski bölgelerinde ), Stavropol’da ( Kurski bölgesinde ), Adıge Cumhuriyeti’nde, Karaçay-Çerkes'te, Kabardey-Balkar’da ve Kuzey Osetya-Alania’da ( Mozdok bölgesinde ).

Bir halkı, yine tek bir isimle anmak uluslararası bir gelenektir. Bu nedenle, “Kabardeyler” ve “Adığeler” diye resmi kayıtlara geçen etnik topluluklar “Çerkesler” olarak tanımlanmalılar.

Son olarak, bilmeyenler için bir kez daha hatırlatalım:

28 Mart 1991’de toplanan ilk “Bütün Çerkesler Kongresi”nin, tüm Çerkesler için tek bir etnik ismin kullanılması yönündeki, yalnızca bilimsel bir gerçek olmakla kalmayıp aynı zamanda, sağduyulu, adil ve Çerkes Ulusu’nun kaynaşıp bütünleşmesi için de gerekli olan kararını, Uluslararası Çerkes Derneği ( DÇB ) de 19 Şubat 2011’de onayladı.

Kaynak: http://www.elot.ru/forum/viewtopic.php?p=181117#181117

Çeviren: S. Hazar Akgün

Çerkesya Hareketi Haber Merkezi

Yorumlar
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun.
Önerilen Haberler