Değerli Soydaşlarım,
31 Mart yerel seçimlerine çok az zaman kalmışken, oylarımızı en doğru yönde ve boşa gitmeyecek şekilde kullanmak için bazı gerçekleri birlikte gözden geçirelim istiyorum:
31 Mart yerel seçimi, biz Çerkeslerin, yeni Kuzey Kafkasyalıların, hem kimlik ve kültürümüzün yaşamasına ve hem de ülkemizde daha laik, demokratik ve adil bir yönetimin egemen olmasına ortam yaratmak için çok önemli.
Şöyle ki:
Çerkes halkının alışılmış siyasal tercihleri her partiye dağılmış durumdadır. Dolayısı ile Çerkesler oylarını, alıştıkları tercihleri doğrultusunda, birbirine karşı olan partilere verseler de, vermeseler de seçim sonucu değişmeyecektir.
Ne demek istediğimi örnek vererek açıklayayım:
İstanbul Belediye Başkanlığı için 50 kadar aday olmakla birlikte, kazanma olasılığı olan iki aday KURUM ve İMAMOĞLU’dur. İstanbul’ daki Çerkesler, taraf oldukları partiye oy kullandıklarında, her iki aday da, Çerkeslerden hemen hemen eşit oranlarda oy almış olacakdır.
Halbuki bu iki adaya oy verecek Çerkesler, bu adaylara oy vermeseler de İSHAK AKBAY’a oy verseler, her iki adaydan da eşit oranlarda oy eksileceğinden, İstanbul için seçim sonucu değişmeyecek, İstanbul halkının çoğunluğu kime oy verdi ise, o aday kazanacaktır;
ama, İshak Akbay’ın aldığı oylarla, Çerkes halkı varlık ortaya koyacaktır.
Özetle,
Çerkes halkının oyları, Kurum ve İmamoğluna verildiğinde, ikiye bölünerek, (birbirini nötralize ederek) boşa gitmiş olacakdır. Hepsi İshak Akbay’da toplandığında ise Çerkes halkı kendi varlığını ortaya çıkarmış olacakdır. Çerkes halkının seçimde alacağı oylarla, sayısal olarak varlık ortaya koyması çok önemlidir.
Zira, geçtiğimiz parlamento seçimlerinde gördük ki, çok az oy potansiyeli olan siyasi partiler bile, parlamentoya milletvekili gönderebildiler. (Eğer İMAMOĞLU’nun çok yüksek oy ile kazandığı 2019 yerel seçiminde, Çerkeslerden 20.000 kadar bile oy, o sıra Çerkeslerin bağımsız adayı Doğan Duman’a verilmiş olsaydı, İstanbul’da yine İmamoğlu kazanırdı, ama Çerkesler Türkiye siyasetinde görünür olurdu, ve geçtiğimiz genel seçimde Milletvekili görüşmelerinde, masada söz sahibi olabilirdi).
Çerkeslerin ülkede görünür olması ve siyasette söz sahibi olması, öncelikle, devlet tarafından görünmemizde ve kültürel taleplerimizin dikkate alınmasında etkili olacaktır.
Bugünkü durumumuzda, binlerce yıllık özgün kültürü olan ve ikinci vatan bildiği bu topraklar için şehitler vererek Cumhuriyetin kurulmasında başlıca rolü oynayan Çerkes halkının, devlet gözünde, Roman vatandaşlarımız kadar bile değeri ve saygınlığı yok. Zira, toplu olduğu için güçlü görünen Romanlara ve diğer halklara devlet tarafından sağlanan hak ve destekler Çerkes halkından esirgeniyor. Çünkü bizler birlik içinde değiliz, güçlü görünmüyoruz, bu nedenle de dikkate alınmıyoruz.
“Çerkes olmak, Çerkes kalmak önemli değil, TC vatandaşı olalım, Dünya vatandaşı olalım, yeter” düşüncesinde olanlar için söylenecek bir şey olmaz. yeter” düşüncesinde olanlar için söylenecek bir şey olmaz.
Ama eğer, atalarımızdan aldığımız ve dünyanın hayran olduğu özgün kültürümüzü önemsiyor, Türkiye ve dünyanın kültürel zenginliği içinde özgün bir yerimiz olduğunu kabul ediyor, sahip çıkmak ve yaşatmak istiyorsak, yani Çerkes olduğumuz ile gurur duyuyorsak, bu umursanmamaya razı olmamamız,” Bu ülkede biz de varız” diye görünür olmamız gerekir.
31 Mart yerel seçimleri bize bu olanağı sağlayacaktır, eğer önemini kavrar ve değerlendirebilirsek…
Çerkeslerin ülkede görünür olması ve siyasette söz sahibi olması için diğer bir gerekçe:
Ülkemizin yönetiminden mutlu değilsek, ülkemizde daha laik, demokratik ve adil bir yönetimin egemen olmasını arzuluyorsak, Çerkesler olarak siyasette ve ülke yönetiminde söz sahibi olmayı ve görev almayı hedeflemeliyiz.
Kimliğini özümsemiş kişiliği ile bulunduğu her ortamda fark yaratan ve saygınlık kazanan Çerkes halkı, dürüstlük, hak yememe, yandaşlık yapmama, vatanseverlik, surumluluk üstlenme, el attığı her işte başarılı olma azmi ve hırsı, gibi özgün özellikleri ile, siyasette kendi doğruları ile yer aldığında, başarılı olacak, fark yaratacak, Ülkede daha demokratik ve daha adil bir yönetimin egemen olmasına katkıda bulunacak, bu yolla kaybolmakta olan kimlik ve kültürü ile varlığını sürdürürken, ülkeye hizmet edecekdir.
Yukarıda saydığım “dürüst siyasetcilik” ilkelerinin mevcut hangi partide tam olarak var olduğunu düşünebiliriz? Bana göre hiç birinde. Bu seçimde de, hangi partinin adayı seçilirse, öncelikle kadroları yandaşları ile dolduracak; bu kayırmaları bizler de uzakdan izlemeye devam edeceğiz.
Çerkeslerin parlamentoda, mevcut partilerin kadroları içinde bulunmalarının, o partinin amaçları doğrultusunda hizmet etmekten başka, hiçbir anlamı olmadığını geçmişte bir çok örneği ile gördük. Bir Çerkes milletvekili Parlamentoya kendi halkının oyları ile girerse ancak, hem kendi halkı ve hem de ülke yönetimi için,söz sahibi olabilir ve ilkeli siyaset yapabilir.
O halde, çok değerli oylarımızı, birine kızıp, diğerine verek, yani yanlızca değişiklik yapmak için harcamayalım; kendimiz için, daha iyi bir gelecek için kullanalım.
Bizler daha iyi bir ülke yönetimi için siyaset alanında yer almalıyız; bu yerel seçimle bunun adımlarını atabiliriz.
Hatırlayalım, yıllar önce Çerkesler tarafından kurulmuş olan Beşiktaş Spor Kulübü bugün Türkiye’de en ünlü spor kulüpleri arasında.
Zaman içinde, siyasette de aynı başarıyı sağlayabiliriz. Yeter ki kendimize güvenelim ve cesaretle adım atalım.
Gelin bizler de el ele verelim, ülkemizde Çerkesleri siyaset alanında yükseltelim.
Halkımızı, mevcut siyasi partilerin amaçlarına hizmetkar olmaktan kurtaralım.
Ülkemizde yönetilenler arasında değil, yönetenler arasında yer alalım.
Şiddete başvurmadan, teröre boyun eğmeden, gerçek Çoğulcu Demokrasi ile ülkeye nasıl sahip çıkılır, nasıl yönetilebilir; örnek olalım.
Böylelikle, gelecek nesillerimize, ülkede daha saygın ve ülke yönetiminde söz sahibi olacakları, bir ortamı sağlayabiliriz.
Ben bu güçün bizlerde olduğuna yürekten inanıyorum.
31 Martta bizlerin yapacağı doğru tercih ile atacağımız adımın, yarınlarda, donanımlı gençlerimiz ile ülkemize daha aydınlık bir gelecek sağlayacağına yürekten inanıyorum.
31 Mart’ta İshak Akbay’a vereceğimiz ve verdireceğimiz her bir oy, kendimize ve geleceğimize verdiğimiz oy olacakdır. Bunu unutmayalım.
Hangi partiye meyli olursa olsun, tüm Çerkeslerin 31 Martta İshak Akbay’a oy vermesi için çalışalım.
Eğer zaten Adayımızdan ve gelişmelerden haberdar isiyseniz, bu bilgilendirme yazımı, dostlarınıza göndererek, onların bilgilenmesini sağlamanızı rica ediyorum.
İnşallah bu seçimde Çerkes oyları yoğunluklu olarak adayımız İSHAK AKBAY’da toplanır.
Böylesi bir sonuç, bizler kadar, İstanbul’daki seçim sonucunu merakla bekleyen Kafkasya, Ürdün, İsrail, Avrupa ülkeleri, Amerika ve Kanada’daki Çerkes Soydaşlarımızı da mutlu eder.
Lütfen, ailenizden başlayarak, akraba, dost ve tanıdıklarızı da telefon ile arayarak bizlerin Adayı İSHAK AKBAY’a oy vermelerini isteyiniz.
Hangi partiye meyli olursa olsun, tüm Çerkeslerin 31 Martta İshak Akbay’a oy vermesi için hep birlikte çalışalım.
Ve ayrıca,
geçmiş seçimlerde, bağımsız adayların oylarının göz ardı edildiğine tanık olduğumuz için, 31 MART GÜNÜ, her seçmenin, oyların sayımının yapılacağı saat 17:00 de oy kullandıkları sandık başına yeniden giderek, oy sayımını izlemeleri, bağımsız adaya verdikleri oy göz ardı edilecek olursa, karşı çıkmaları konusunda uyarınız.
Diliyorum, 31 Mart 2024 yerel seçimi dolayısı ile, tüm kuzey Kafkasyalılar, ortal amaç uğruna birlikte hareket etmek iradesini gösterebiliriz.
Diliyorum, diğer partilere dağılacak oylarımızı İSHAK AKBAY’da toplayarak, ülkemizdeki varlığımızı görünür kılabiliriz.
Diliyorum, alınacak sevindirici bir sonuçda “Benim de katkım vardı” mutluluğunu hep birlikte yaşarız.
Diliyorum, üzücü bir sonuçda “Ben katkı yapmamışdım” pişmanlığını hiçbirimiz yaşamayız.
Sevgiler hepinize,
Günsel Şurdum Avcı